Assisi'de Panoramik Çatı Terasına Sahip Muhteşem Freskli Konut

Assisi'nin kalbinde, sanki zamanda asılı kalmış gibi duran, her taşı geçmişin soylu ailelerinin ve sanatçılarının hikayelerini fısıldayan bir saray vardır. Piazza del Comune'ye (Belediye Meydanı) sadece birkaç metre uzaklıktaki bu muhteşem 19. yüzyıl tarihi konutu, eşsiz bir yaşam deneyimi arzulayanlar için satışa sunuldu. İki ana kat ve bir ek binaya yayılmış 700 metrekarelik zarif iç mekanlara sahip olan mülkiyet, şehrin simgesel anıtlarına bakan 30 metrekarelik balkon ve teraslara da sahiptir.

Tacın mücevheri, nefes kesici Minerva Tapınağı ve orta çağ çatılarının manzaralarını sunan özel bir gözetleme noktası olan sıra dışı panoramik çatı terasıdır.

Tarihi sokakların arasında saklı bir mücevher gibi duran bu ev, Umbria'nın en çok rağbet gören yerlerinden birinde, geçmişin büyüsünü günümüzün pratikliğiyle birleştirerek, sadece 50 metre ötede 22 metrekarelik bir garajın rahatlığını da sunmaktadır.

Mülk, Assisi'nin simge yapılarından biri olan Minerva Tapınağı'na doğrudan bakmaktadır. Elverişli bir konuma sahip olan bu bina, Azize Chiara Bazilikası, Aziz Rufino Katedrali ve Aziz Francesco Üst Bazilikası'na sadece birkaç metre uzaklıktadır. Cimabue ve Giotto freskleriyle ünlü olan Aziz Francesco Üst Bazilikası, sanatseverler için mutlaka görülmesi gereken bir yerdir. Konumu, köyün orta çağ atmosferine dalmanızı sağlarken, aynı zamanda mağazalara, kafelere ve temel hizmetlere de yakın mesafededir.

Bu mülkiyetin tarihi, 19. yüzyılın ortalarına, toplumsal prestijine yakışır bir konut yaratmak isteyen önemli bir yerel aile olan Fioretti ailesi tarafından inşa ettirildiği zamana kadar uzanmaktadır.

Mülkiyet daha sonraları, dönemin sanatçılarına sipariş edilen sanat eserleri ve zarif dekorasyonlarla iç mekanları daha da zenginleştiren seçkin bir aile olan soylu Cilleni-Nepis ailesinin eline geçmişti. Sıvalar, freskler ve mobilyalarla her oda küçük bir müzeye dönüştü. Bunların arasında, 19. yüzyıl sonlarında yaşamış Umbrialı ressam Matteo Tassi de öne çıkmaktadır. "Dante Odası"ndaki resimlerinden biri 19870 tarihini taşımaktadır.

1882 yılında İtalya Kralı I. Umberto'ya ev sahipliği yapan bu surların önündeki anıt plaket bugün bile hala hatırlanmaktadır.

İç mekân düzeni iki kata yayılmış, zarif bir şekilde düzenlenmiştir: Birinci katta 12 yatak odası ve 3 banyonun yanı sıra, konuklar veya daha fazla mahremiyet arayanlar için ideal olan 2 yatak odası ve bir banyodan oluşan keyifli bir misafirhane bulunmaktadır. Üst katta ise 14 yatak odası, 2 banyo ve 2 ek yatak odası ve bir banyonun bulunduğu bir asma kat bulunmaktadır.

İç mekanlar, 19. yüzyıl dekoratif sanatının bir zaferidir: Zengin bir şekilde dekore edilmiş ahşap tavanlar, dönemin ustaları tarafından yapılmış, bugün bile göz kamaştıran renk zenginliğine sahip, alegorik sahneler ve çiçek motifleri içeren freskli tonozlarla dönüşümlüdür.

Değerli altın ve bordo kumaşlarla kaplı damask duvarlar, her ayrıntının bir hikâye anlattığı odaları çerçeveliyor: altın kaplamalı pervazlar, el yapımı sıva çerçeveler ve boyalı madalyonlar, odalar arasındaki geçitleri süsleyerek nadir görülen bir zarafetin dekoratif sürekliliğini yaratmaktadır.

Anıtsal boyutlardaki salonlarda, üzerinde barok aynalar bulunan oyma mermer şömineler, olağanüstü bir görsel etkiye sahip odak noktaları oluşturuyor. Bunlar, devasa avizeler, zarif dönem mobilyaları ve zarif duvar halılarıyla tamamlanarak her odayı bir prens salonuna dönüştürmektedir.

Evin dış cephesi, şehir hayatının manzaralarının keyfini çıkarmak için mükemmel olan çeşitli katlardaki zarif balkonlara açılıyor. İçeride hissedilen hayranlık ve hayret duygusu bizi dışarı taşımaktadır ve mülkün en üst katındaki 20 metrekarelik muhteşem panoramik çatı terasıyla doruğa ulaşmaktadır. Buradan, Assisi'nin tarihi merkezinin panoramik manzarası canlı bir tablo gibi açılıyor ve saf tefekkür anları sunuyor.

Mülkü, binaya sadece 50 metre mesafede bulunan, konfor ve güvenlik sunan 22 metrekarelik bir garaj tamamlamaktadır.

Bu tarihi konutu satın almak, Assisi'nin en ünlü anıtlarına sadece birkaç adım uzaklıkta, tarih, sanat ve şiirin uyum içinde bir arada var olduğu bir yere adım atmak anlamına gelmektedir

Zarif mekanlar ve fresklerle süslü tavanlar, lüks bir konukseverlik için de mükemmel olup, konuklara eşsiz ve zarif bir ortamda konaklama fırsatı sunmaktadır. Şehrin en ünlü anıtlarına sadece birkaç adım mesafede bulunan bu mülk, tarihi mekanları, kutsal ibadethaneleri ve şirin sokaklarıyla kolayca ulaşabileceğiniz orta çağ köyünün büyüsüne kendinizi kaptırmak için ideal bir başlangıç ​​noktasıdır.